Astsubaylar Birliği
Mustafa EROL
Cumartesi, 28 Ekim 2017 21:14
CUMHURİYETİMİZ KUTLU OLSUN
Hafif esen ege rüzgarını ciğerlerine çekerken aklında bin bir soru ve acı hatıralar vardı. Bir kaç dakika sonra şehit olacaklarını bildikleri halde düşmanın üzerine panter gibi atlayan baba- oğul vardı. Kopmuş eller, ayaklar yanık etler, barut kokuları vardı.
Çiğli tepeyi alamadı diye beylik tabancasıyla intihar eden miralay Reşat vardı. Halbu ki tepe 45 dakika sonra alınmıştı.
Yanmış evler, köyler, camilere doldurularak yakılan çoluk, çocuk, kadınlar vardı. Uşaktan geçerken Basrim nerede diye soran, Yzb. Basri sini arayan anne vardı.
Sadece son derece kuvvetli şekilde değildi ki mücadele, Padişaha ve onunla iş birliği yapan İngiliz lere, şeyhülislamın idam fetvasına karşıda amansız mücadele vardı. Daha önemlisi kurulan TBMM de “nasıl olsa yenileceğiz ve padişahla buluşacağız diye millet vekilleri vardı.
Bütün yokluk ve olumsuzluklara karşı gerçekleştirilen 14 gün içerisinde yok edilen 250.000 kişilik bir ordu ve katedilen 400 km. Vardı. Herkesi şok eden inanılmaz bir zafer vardı.
O zafer sarhoşu değildi. Onun kafasında boğazlar ve bölgeyi iki tugay, 50 top, 36 uçak ve 16 savaş gemisiyle elde tutan İngilizler vardı. Güneydoğuda İtalyanlar, Fransızlar, Trakya da Yunan vardı.
Sabah kahvesini içti ve haydı çocuklar gidiyoruz dedi. Daha önce İsmet paşayla konuşmuştu. Çanakkale ve İstanbul üzerine yürüyerek İngilizleri de defedelim dedi. ZAFER KAZANMIŞ ORDULARIMIZI DURDURMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL DEDİ. Çanakkaleye yürüyeceğiz ama savaşmak için değil. Müttefikleri ve özellikle ingilizleri bir anlaşmaya zorlamak için. Eger savaş isterlerse ilk kurşunu onlar atsın dedi.
General Pelle paşa çakmak gözlüyü ziyarete geldiğinde ordularını Çanakkale ve İstanbul ve Trakya da ki tarafsız bölgelere ordularını göndermemesini, barış anlaşması yapılana kadar askerlerini durdurmasını istedi. Çakmak gözlü ATA nın cevabı net ve kesindi. MUZAFFER ORDULARIMI NASIL DURDURABİLİRİM Kİ tarafsız bölge filan tanımıyoruz. Savaşın bitmesini istiyorsanız bir an önce anlaşma imzalanmalı. General bir emir almış gibi tedirgin olarak ayrıldı.
İzmir’e gelmenin en güzel yanı kahve, şekere kavuşmaktı. Keyf le bir kahve söyleyecekken İngiliz donanma komutanının geldiği ve görüşmek istediğini haber verdiler.
Gelsin dedi paşa.
Dağları ben yarattım havalarında bir amiral içeri girdi. Kıral koltuğuna oturur gibi koca kibiriyle beraber oturdu.
Paşa misafirperverlik gösterdi. Hal hatır etmek istedi ama Amiral hemen konuya girerek kendi vatandaşları ile azınlıkların durumlarını sordu. Paşa da suç işlemeyenlerin İzmir de kendisi kadar güvende olacaklarını, suç işleyenlerin de adaletin huzuruna çıkacaklarını söyledi.
Amiral sinirli bir havada, bir sömürge valisine hesap sorarcasına konuşmaya başlayınca Mustafa Kemal Paşa, Amiralin sözünü bıçak gibi kesti, Şu efendi devlet rolünü bir kenara koyunuz amiral milletleri de tehdit etmekten vaz geçiniz. İngiltere ve müttefiklerinin kıyameti koparıp koparmayacağını düşünmem, bunlar memleketimin iç işleridir. Kimsenin bu işlere karışmasına müsaade etmem. İngiltere Hükümetinin tebasını koruma hakkı devletler arası hukukunun teminatı altındadır. Arkaladığınız Yunan ordusunun denizde yüzen leşlerini herhalde görmüş olmalısınız! Türk ordusu asayişi sağlayacak güçte olduğu gibi, limanı boşaltacak güçtedir de. Donanmanızın en kısa zamanda limanı terk etmesini istiyorum!
Oturduğu yerde gittikçe küçülen ve herkesin karşısında elpençe divan durmasına alışık olan İngiliz amiral şaşkınlık içindeydi. Siz ingiltereye savaş mı açıyorsunuz” diye sordu.
Çakmak gözlü, siz yoksa sevr anlaşmasının hala yürürlükte olduğunumu sanıyorsunuz? Biz onu çoktan yırtıp çöpe attık. KARŞIMDA OTURUŞUNUZU, SİZİ KONUK SAYMAMA BORÇLUSUNUZ! Bizin gözümüzde barış anlaşması yapmamış iki devletiz. Savaş hukuku yürürlüktedir. Gemilerinizi derhal kara sularımızdan çekmenizi size ihtar ediyorum.
Amiral süklüm, püklüm ayrıldı. Odada bir ölüm sessizliği hakimdi.
Akşam otururken paşa ev sahibi hanıma “ siz fransızca yazar mısınız diye sordu. Evet cevabını alınca “24 saat içerisinde İzmir limanından çıkıp gitmesi için filo komutanına bir ültimatom yazalım dedi. Ültimatom yazıldı ve NE DEMİŞTİ ÇAKMAK GÖZLÜ MUSTAFA KEMAL GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER. İŞTE GEDİKLERİ GİBİ GİTTİLER.
BU CUMHURİYET KOLAY KAZANILMADI. CUMHURİYETE KAST EDEN DEVRİ SABIKLAR KARŞILARINDA AYNI İNANÇTA OLAN YÜCE TÜRK MİLLETİNİ GÖRMELİ HAREKETLERİNİ AYARLAMALILARDIR.
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.
YAZIM KURALLARI AFFOLA.
Hafif esen ege rüzgarını ciğerlerine çekerken aklında bin bir soru ve acı hatıralar vardı. Bir kaç dakika sonra şehit olacaklarını bildikleri halde düşmanın üzerine panter gibi atlayan baba- oğul vardı. Kopmuş eller, ayaklar yanık etler, barut kokuları vardı.
Çiğli tepeyi alamadı diye beylik tabancasıyla intihar eden miralay Reşat vardı. Halbu ki tepe 45 dakika sonra alınmıştı.
Yanmış evler, köyler, camilere doldurularak yakılan çoluk, çocuk, kadınlar vardı. Uşaktan geçerken Basrim nerede diye soran, Yzb. Basri sini arayan anne vardı.
Sadece son derece kuvvetli şekilde değildi ki mücadele, Padişaha ve onunla iş birliği yapan İngiliz lere, şeyhülislamın idam fetvasına karşıda amansız mücadele vardı. Daha önemlisi kurulan TBMM de “nasıl olsa yenileceğiz ve padişahla buluşacağız diye millet vekilleri vardı.
Bütün yokluk ve olumsuzluklara karşı gerçekleştirilen 14 gün içerisinde yok edilen 250.000 kişilik bir ordu ve katedilen 400 km. Vardı. Herkesi şok eden inanılmaz bir zafer vardı.
O zafer sarhoşu değildi. Onun kafasında boğazlar ve bölgeyi iki tugay, 50 top, 36 uçak ve 16 savaş gemisiyle elde tutan İngilizler vardı. Güneydoğuda İtalyanlar, Fransızlar, Trakya da Yunan vardı.
Sabah kahvesini içti ve haydı çocuklar gidiyoruz dedi. Daha önce İsmet paşayla konuşmuştu. Çanakkale ve İstanbul üzerine yürüyerek İngilizleri de defedelim dedi. ZAFER KAZANMIŞ ORDULARIMIZI DURDURMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL DEDİ. Çanakkaleye yürüyeceğiz ama savaşmak için değil. Müttefikleri ve özellikle ingilizleri bir anlaşmaya zorlamak için. Eger savaş isterlerse ilk kurşunu onlar atsın dedi.
General Pelle paşa çakmak gözlüyü ziyarete geldiğinde ordularını Çanakkale ve İstanbul ve Trakya da ki tarafsız bölgelere ordularını göndermemesini, barış anlaşması yapılana kadar askerlerini durdurmasını istedi. Çakmak gözlü ATA nın cevabı net ve kesindi. MUZAFFER ORDULARIMI NASIL DURDURABİLİRİM Kİ tarafsız bölge filan tanımıyoruz. Savaşın bitmesini istiyorsanız bir an önce anlaşma imzalanmalı. General bir emir almış gibi tedirgin olarak ayrıldı.
İzmir’e gelmenin en güzel yanı kahve, şekere kavuşmaktı. Keyf le bir kahve söyleyecekken İngiliz donanma komutanının geldiği ve görüşmek istediğini haber verdiler.
Gelsin dedi paşa.
Dağları ben yarattım havalarında bir amiral içeri girdi. Kıral koltuğuna oturur gibi koca kibiriyle beraber oturdu.
Paşa misafirperverlik gösterdi. Hal hatır etmek istedi ama Amiral hemen konuya girerek kendi vatandaşları ile azınlıkların durumlarını sordu. Paşa da suç işlemeyenlerin İzmir de kendisi kadar güvende olacaklarını, suç işleyenlerin de adaletin huzuruna çıkacaklarını söyledi.
Amiral sinirli bir havada, bir sömürge valisine hesap sorarcasına konuşmaya başlayınca Mustafa Kemal Paşa, Amiralin sözünü bıçak gibi kesti, Şu efendi devlet rolünü bir kenara koyunuz amiral milletleri de tehdit etmekten vaz geçiniz. İngiltere ve müttefiklerinin kıyameti koparıp koparmayacağını düşünmem, bunlar memleketimin iç işleridir. Kimsenin bu işlere karışmasına müsaade etmem. İngiltere Hükümetinin tebasını koruma hakkı devletler arası hukukunun teminatı altındadır. Arkaladığınız Yunan ordusunun denizde yüzen leşlerini herhalde görmüş olmalısınız! Türk ordusu asayişi sağlayacak güçte olduğu gibi, limanı boşaltacak güçtedir de. Donanmanızın en kısa zamanda limanı terk etmesini istiyorum!
Oturduğu yerde gittikçe küçülen ve herkesin karşısında elpençe divan durmasına alışık olan İngiliz amiral şaşkınlık içindeydi. Siz ingiltereye savaş mı açıyorsunuz” diye sordu.
Çakmak gözlü, siz yoksa sevr anlaşmasının hala yürürlükte olduğunumu sanıyorsunuz? Biz onu çoktan yırtıp çöpe attık. KARŞIMDA OTURUŞUNUZU, SİZİ KONUK SAYMAMA BORÇLUSUNUZ! Bizin gözümüzde barış anlaşması yapmamış iki devletiz. Savaş hukuku yürürlüktedir. Gemilerinizi derhal kara sularımızdan çekmenizi size ihtar ediyorum.
Amiral süklüm, püklüm ayrıldı. Odada bir ölüm sessizliği hakimdi.
Akşam otururken paşa ev sahibi hanıma “ siz fransızca yazar mısınız diye sordu. Evet cevabını alınca “24 saat içerisinde İzmir limanından çıkıp gitmesi için filo komutanına bir ültimatom yazalım dedi. Ültimatom yazıldı ve NE DEMİŞTİ ÇAKMAK GÖZLÜ MUSTAFA KEMAL GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER. İŞTE GEDİKLERİ GİBİ GİTTİLER.
BU CUMHURİYET KOLAY KAZANILMADI. CUMHURİYETE KAST EDEN DEVRİ SABIKLAR KARŞILARINDA AYNI İNANÇTA OLAN YÜCE TÜRK MİLLETİNİ GÖRMELİ HAREKETLERİNİ AYARLAMALILARDIR.
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.
YAZIM KURALLARI AFFOLA.
Mustafa EROL
Salı, 17 Ekim 2017 11:54
DERNEĞİMİZİN KISA BİR TARİHÇESİDİR.
29.12.1962---05.04.1964 TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ.
05.04.1964---18.10.1964TÜRKİYE ASTSUBAYLAR
YARDIMLAŞMA CEMİYETİ.
18.10.1964---16.08.1973 TÜRKİYE EMEKLİ MALÜL MÜSTAFİ YARDIMLAŞMA CEMİYETİ. (TEMAY).
16.08.1973---17.10.1983 TÜRKİYE EMEKLİ MALUL MUSTAFİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ. 1980 KAPATILMA DÖNEMİ DAHİL BÖYLE ANILMIŞTIR.
SONRA MALUL VE MÜSTAFİ HARFLERİ BİRLEŞTİRİLMİŞ TEK (M) OLARAK DEĞERLENDİRİLMİŞTİR.
GERÇEK TARİHÇEMİZİN BAŞLANGIÇ BÖLÜMÜNÜ
ARKADAŞLARIMIN DEĞERLENDİRİLMESİNE SUNARIM.
29.12.1962---05.04.1964 TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ.
05.04.1964---18.10.1964TÜRKİYE ASTSUBAYLAR
YARDIMLAŞMA CEMİYETİ.
18.10.1964---16.08.1973 TÜRKİYE EMEKLİ MALÜL MÜSTAFİ YARDIMLAŞMA CEMİYETİ. (TEMAY).
16.08.1973---17.10.1983 TÜRKİYE EMEKLİ MALUL MUSTAFİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ. 1980 KAPATILMA DÖNEMİ DAHİL BÖYLE ANILMIŞTIR.
SONRA MALUL VE MÜSTAFİ HARFLERİ BİRLEŞTİRİLMİŞ TEK (M) OLARAK DEĞERLENDİRİLMİŞTİR.
GERÇEK TARİHÇEMİZİN BAŞLANGIÇ BÖLÜMÜNÜ
ARKADAŞLARIMIN DEĞERLENDİRİLMESİNE SUNARIM.
Mustafa EROL
Salı, 17 Ekim 2017 11:34
İYİ GÜNLER.
DÜNYA DA EMEKLİ ASTSUBAYLAR GÜNÜ DİYE BİR GÜN YOKTUR. KURULUŞ GÜNÜMÜZÜN EMEKLİ ASTSUBAYLAR GÜNÜ OLMASI İÇİN. M.S.B. LIĞI, İÇ.İŞ.B.LIĞI, M.E.B. LIĞI, VE TBMM POROTOKOL DAİRE BAŞKANLIĞI İLE GÖRÜŞMELER YAPTIM. VE DÜNYA GÜNÜ OLMAK İÇİN HANGİ PROSEDÜRLERİN YERİNE GETİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ İNCELEDİM.
ÖĞRENDİM Kİ:
DÜNYA DEVLETLERİNDEN EN AZ 5 ÜLKENİN EMEKLİ ASTSUBAY DERNEĞİ OLMASI LAZIM. BU BEŞ DERNEK DÜNYA GÜNÜ KUTLAMASI YAPABİLMESİ İÇİN BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE BAŞ VURMASI GEREKİYOR. BİRLEŞMİŞ MİLLETLE KABUL ETTİKTEN SONRA, ÜNESKOYA BİLDİRİYOR VE ÜNESKO TÜM DÜNYA DEVLETLERİNE DUYURUYOR ONDAN SONRA DÜN GÜNÜNÜZÜ KUTLUYORSUNUZ.
YUKARIDA GÖRÜŞME YAPTIĞIMI BAKANLIKLARIN YETKİLERİYLE DÜNYA GÜNÜ OLARAK KUTLAYAMAYACAĞIMIZI AMA KABUL EDİLMEMESİNE RAĞMEN ÜLKEMİZDE ASTSUBAYLAR GÜNÜ OLARAK KENDİ ARAMIZDA KUTLAMA YAPABİLECEĞİMİZ KARARINA VARDIM.
SAYIN ERTENİN YAZDIĞI GİBİ DÜNYA ASTSUBAYLAR GÜNÜ YOK AMA BİZLER AKILLARDA BİR NOKTA İŞARET KALSIN, BU ELEKTRONİK ORTAM DÜNYA YA HİTAP EDİYOR. BELKİ YABANCILARDAN DA OKUYAN OLUR VE TEŞEBBÜS OLUR DA GERÇEKLEŞİRSE KATKI OLUR DİYE DÜNYA SÖZCÜĞÜNÜ KULLANIYORUM.
DÜNYA DA EMEKLİ ASTSUBAYLAR GÜNÜ DİYE BİR GÜN YOKTUR. KURULUŞ GÜNÜMÜZÜN EMEKLİ ASTSUBAYLAR GÜNÜ OLMASI İÇİN. M.S.B. LIĞI, İÇ.İŞ.B.LIĞI, M.E.B. LIĞI, VE TBMM POROTOKOL DAİRE BAŞKANLIĞI İLE GÖRÜŞMELER YAPTIM. VE DÜNYA GÜNÜ OLMAK İÇİN HANGİ PROSEDÜRLERİN YERİNE GETİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ İNCELEDİM.
ÖĞRENDİM Kİ:
DÜNYA DEVLETLERİNDEN EN AZ 5 ÜLKENİN EMEKLİ ASTSUBAY DERNEĞİ OLMASI LAZIM. BU BEŞ DERNEK DÜNYA GÜNÜ KUTLAMASI YAPABİLMESİ İÇİN BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE BAŞ VURMASI GEREKİYOR. BİRLEŞMİŞ MİLLETLE KABUL ETTİKTEN SONRA, ÜNESKOYA BİLDİRİYOR VE ÜNESKO TÜM DÜNYA DEVLETLERİNE DUYURUYOR ONDAN SONRA DÜN GÜNÜNÜZÜ KUTLUYORSUNUZ.
YUKARIDA GÖRÜŞME YAPTIĞIMI BAKANLIKLARIN YETKİLERİYLE DÜNYA GÜNÜ OLARAK KUTLAYAMAYACAĞIMIZI AMA KABUL EDİLMEMESİNE RAĞMEN ÜLKEMİZDE ASTSUBAYLAR GÜNÜ OLARAK KENDİ ARAMIZDA KUTLAMA YAPABİLECEĞİMİZ KARARINA VARDIM.
SAYIN ERTENİN YAZDIĞI GİBİ DÜNYA ASTSUBAYLAR GÜNÜ YOK AMA BİZLER AKILLARDA BİR NOKTA İŞARET KALSIN, BU ELEKTRONİK ORTAM DÜNYA YA HİTAP EDİYOR. BELKİ YABANCILARDAN DA OKUYAN OLUR VE TEŞEBBÜS OLUR DA GERÇEKLEŞİRSE KATKI OLUR DİYE DÜNYA SÖZCÜĞÜNÜ KULLANIYORUM.
Mustafa EROL
Pazar, 15 Ekim 2017 21:34
İYİ AKŞAMLAR.
İNSANDA EN BÜYÜK HATA KARŞIDA Kİ İNSANA GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEK DEĞİL, KENDİNE HAK ETTİĞİNDEN AZ DEĞER VERMEKTİR.
KARARLILIK KESKİN BİR BIÇAĞA BENZER, KESKİN VE DÜZGÜN KESER. KARASIZLIK İSE KÖR BİR BIÇAK GİBİ KESTİĞİ HER YERİ PARÇALAR.
YAŞLILIKTA DİNÇ KAMANIN EN İYİ YOLU, ZİHNEN GENÇ KALABİLMEKTİR. BU DA KİTABİ VE FİKRİ ÇALIŞTIRMAYI DEVAM ETMEKLE OLUR.
YÜZÜNÜ GÜNEŞE DÖNENLER GÖLGELERİNİ GÖREMEZLER.
SÖZ AKIL SÜZGECİNDEN GEÇERSE KALBE ULAŞIR. YALNIZ DİLDEN ÇIKARSA KULAĞI GEÇEMEZ..
İNSANDA EN BÜYÜK HATA KARŞIDA Kİ İNSANA GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEK DEĞİL, KENDİNE HAK ETTİĞİNDEN AZ DEĞER VERMEKTİR.
KARARLILIK KESKİN BİR BIÇAĞA BENZER, KESKİN VE DÜZGÜN KESER. KARASIZLIK İSE KÖR BİR BIÇAK GİBİ KESTİĞİ HER YERİ PARÇALAR.
YAŞLILIKTA DİNÇ KAMANIN EN İYİ YOLU, ZİHNEN GENÇ KALABİLMEKTİR. BU DA KİTABİ VE FİKRİ ÇALIŞTIRMAYI DEVAM ETMEKLE OLUR.
YÜZÜNÜ GÜNEŞE DÖNENLER GÖLGELERİNİ GÖREMEZLER.
SÖZ AKIL SÜZGECİNDEN GEÇERSE KALBE ULAŞIR. YALNIZ DİLDEN ÇIKARSA KULAĞI GEÇEMEZ..
Mustafa EROL
Cuma, 13 Ekim 2017 19:15
İYİ AKŞAMLAR.
SÖNSÜN ARTIK İÇİNİZDE YANAN OLUMSUZLUK, HUZURSUZLUK, PARASIZLIK, MUTSUZLUK ATEŞİ. ARTIK RAHATLA, HUZURLA VE YÜZÜNÜZÜ GÜLDÜRECEK OLAYLARLA KUCAKLAŞIN.
YAŞAMIN ÖĞRETTİKLERİ.
AİLE BİYOLOJİKTİR VE HEP YANINIZDA OLMUYOR. AKRABANIZ OLMAYAN İNSANLARDAN DA SEVGİ VE GÜVEN GÖREBİLİYORSUNUZ.
NE KADAR YAKIN OLURLARSA OLSUNLAR, EN İYİ ARKADAŞINIZ DA BAZEN SİZİ ÜZEBİLİYOR.
AFFEDİN.BAŞKALARINI AFFETMEK YETMİYOR. İNSANIN KENDİNİ DE AFFETMESİ GEREKİYOR.
ÜZÜNTÜNÜZ NE KADAR BÜYÜK OLSA DA, DÜNYA DÖNMESİNE DEVAM EDİYOR.
BAZEN YAPTIĞINIZ İYİ HAREKET KÖTÜLERİN ZARARINI ORTADAN KALDIRIR.
MENFAAT SANDALYEYE BENZER; BAŞINDA TAŞIRSIN SENİ KÜÇÜLTÜR, AYAĞININ ALTINA ALIRSAN SENİ YÜKSELTİ
ÖFKE VE GAZAPLA İŞE YAKLAŞIRSAN ÖMRÜNÜ HEDER EDERSİN.
SÖZ AĞIZDA İKEN SAHİBİNİN ESİRİDİR. AĞIZDAN ÇIKTIKTAN SONRA SAHİBİ ONUN ESİRİDİR.
MENFAATİNİ GÖZETEN DOSTA GÖNÜL BAĞLAMA, FAYDA GÖRMEZSE SANA DÜŞMAN OLUR
SÖNSÜN ARTIK İÇİNİZDE YANAN OLUMSUZLUK, HUZURSUZLUK, PARASIZLIK, MUTSUZLUK ATEŞİ. ARTIK RAHATLA, HUZURLA VE YÜZÜNÜZÜ GÜLDÜRECEK OLAYLARLA KUCAKLAŞIN.
YAŞAMIN ÖĞRETTİKLERİ.
AİLE BİYOLOJİKTİR VE HEP YANINIZDA OLMUYOR. AKRABANIZ OLMAYAN İNSANLARDAN DA SEVGİ VE GÜVEN GÖREBİLİYORSUNUZ.
NE KADAR YAKIN OLURLARSA OLSUNLAR, EN İYİ ARKADAŞINIZ DA BAZEN SİZİ ÜZEBİLİYOR.
AFFEDİN.BAŞKALARINI AFFETMEK YETMİYOR. İNSANIN KENDİNİ DE AFFETMESİ GEREKİYOR.
ÜZÜNTÜNÜZ NE KADAR BÜYÜK OLSA DA, DÜNYA DÖNMESİNE DEVAM EDİYOR.
BAZEN YAPTIĞINIZ İYİ HAREKET KÖTÜLERİN ZARARINI ORTADAN KALDIRIR.
MENFAAT SANDALYEYE BENZER; BAŞINDA TAŞIRSIN SENİ KÜÇÜLTÜR, AYAĞININ ALTINA ALIRSAN SENİ YÜKSELTİ
ÖFKE VE GAZAPLA İŞE YAKLAŞIRSAN ÖMRÜNÜ HEDER EDERSİN.
SÖZ AĞIZDA İKEN SAHİBİNİN ESİRİDİR. AĞIZDAN ÇIKTIKTAN SONRA SAHİBİ ONUN ESİRİDİR.
MENFAATİNİ GÖZETEN DOSTA GÖNÜL BAĞLAMA, FAYDA GÖRMEZSE SANA DÜŞMAN OLUR
Mustafa EROL
Salı, 10 Ekim 2017 21:41
İYİ AKŞAMLAR.
DEĞERLİ ARKADAŞLARIM. STK LARININ BİRİNCİ DERECEDE KURULUŞ AMAÇLARI ÜYELERİNİN UĞRADIKLARI HAKSIZLIKLARI DİLE GETİRMEKTİR. SOSYAL BİR DEVLETTE TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNİN KAZANILMASI İÇİN ÇALIŞMAK OLDUĞU GİBİ, ÜLKENİN İÇERİSİNDE BULUNAN VE TOPLUMUN İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI İÇİN YÖNETİCİ VE YETKİLİLERİ UYARARAK VE ELEŞTİREREK DOĞRULARI GÖSTERMEKTİR.
2011 YILINA KADAR TEMAD BU GÖREVİNİ EN ÜST SEVİYEDE YAPMIŞTIR. ONUN İÇİN 1970 Lİ YILLARIN BAŞINDA Kİ BASKIN EYLEMLERİNDEN SONRA İLK DEFA PLANLI VE PROGRAMLI OLARAK YASAL İZİNLER ALINARAK 7 METROPOL DE TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ YAPARAK SESİNİ KAMUOYUNA DUYURMUŞTUR.
TSK ONURLU KİMLİĞİNİ TEMAD KİMLİĞİ ALTINDA DEVAM ETTİRMİŞ, ÇALIŞANI VE EMEKLİSİYLE BAĞLARI HİÇ KOPARMAMIŞTIR.
ERGENOKON, BALYOZ, DAVALARINDA SİLAHLI KUVVETLERE YAPILAN HAKSIZLIKLARI DİLE GETİRMEK İÇİN YAPILA SALDIRILARA KARŞI DİK DURARAK TÜRK KAMUOYUNA EKTE Kİ BASIN AÇIKLAMASINI YAPARAK O GÜNKÜ YÖNETİCİLERİ VE HAKSIZLIKLARI DİLE GETİRMİŞTİR.
TEMAD GENEL BAŞKANI OLDUĞUM DÖNEM İÇERİSİNDE ÖZLÜK HAKLARI VE DİĞER KONULAR DA YAPTIĞIM ÇALIŞMALARIMIZI ARKADAŞLARIMIZA DUYURMAKTA ÇOK BÜYÜK EKSİĞİMİZ VARDI. ÇIKARDIĞIMIZ 10.000 ADET TEMAD DERGİSİNDE ANCAK BİR KAÇ YAZIMIZLA ANLATABİLDİM. EN ÖNEMLİSİ DERGİDE KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLİ ARKADAŞLARIMIZ EN ÖNEMLİ BÖLÜMDÜ. YÖNETİMİMDEN SONRA DERGİDE SON BULDU.
BASIN AÇIKLAMAMI SİZLERE SUNUYORUM. BU AÇIKLAMAM YAZILI GÖRSEL MEDYANIN TAMAMINDA YAYIMLANDI. KÜPÜRLERİ DOSYAMDADIR.
TEMAD IN GELECEĞİNE ŞUBE BAŞKANLARI VE DELEGELERİN, DAHA DA ÖNEMLİSİ ÜYE OLSUN OLMASIN TÜM ASTSUBAY ARKADAŞLARIMIZIN SAHİP ÇIKMASI VE GEREĞİNİ YAPMASINI BEKLİYORUM
SAĞLIKLAR VE SAYGILAR SUNUYORUM.
BASIN AÇIKLAMASI
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) etkin bir sivil toplum örgütü olarak, ülkemizdeki gelişmeleri yakından takip etmektedir.
TEMAD, yargı erkinin tarafsızlığına ve bağımsızlığına inanmakta ve hukukun üstünlüğüne olan kurumsal inancı nedeniyle yargı organlarınca yürütülen faaliyetlere (soruşturma ve kovuşturmalara) karşı görüş bildirmeme tavrını korumak istemektedir.
Ancak, kamuoyunda “Ergenekon Soruşturması” olarak adlandırılan adlî soruşturma kapsamına;
1. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emekli bazı mensuplarının da dahil olunması, bu mensuplarıyla ilgili haberlerde bir kısım medya kuruluşlarının nereden ve nasıl elde ettikleri kuşkulu olan haberlerle bilgi kirliliği yaratması, bu kuruluşların artık yürütülen soruşturmayı etkileme ve yönlendirme çabalarının saklanamaz hale gelmesi,
2. bazı medya kuruluşlarının aşırı bir gayret ve telaşla “medya mahkemeleri kurmak suretiyle” aralarında emekli askerlerinde bulunduğu kişileri yargılayıp, mahkûm etmeye çalışmaları ve hatta ceza tayin etmeleri,
3. Malum medya kuruluşlarınca kişilerin hak ve özgürlüklerine yapılan bu çirkin saldırıların önlenmesi yolunda çaba göstermeleri gerekenlerin soruşturmayla ilgili haber yasağı bulunmasına karşın olaya seyirci kalmaları ve hatta basına yansıyan haberlerin tek bir merkezden yönlendirilip, servis edildiğine ilişkin iddiaların güçlenmesine neden olmaları karşısında,
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) soruşturmanın esasına girmeden, sadece usulle ilgili işlemler nedeniyle duyulan endişe ve kaygıyı Türk Kamuoyu ile paylaşma zorunluluğu duymuştur…
Bu bağlamda;
1. Hukukun evrensel ilkelerinden olan “suçsuzluk karinesi” Ergenekon soruşturması için de geçerli kılınmalı ve suçluluğu kanıtlanmayan hiçbir kimseye daha soruşturma aşamasında “mahkûm” muamelesi yapılmamalıdır. Bir kısım medyanın bu konudaki yanlı ve ısrarlı yayınları soruşturmanın gizliliği ilkesi ve alınan haber yayın yasağı kararı gereğince- önlenmelidir.
2. Meslek hayatlarını iç ve dış mihraklarca organize edilen terör eylemlerine karşı mücadele ile geçirmiş bu uğurda pek çok şehit ve gazi vermiş olanlara da iddianame dahi hazırlanmadan terör örgütü mensubu muamelesi yapılması ve bağlı oldukları kurumun yıpratılmaya çalışılması ilerde telafisi mümkün olmayacak manevi yaralar açacağı kaçınılmazdır.
3. “Ergenekon Soruşturması” sürecinde emekli askerlere uygulanan gözaltı prosedürünün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesine dayandırıldığı anlaşılmaktadır. İlgili Kanunu’nun gözaltı ve yakalamaya ilişkin genel hükümleri uygulanması, gerekirken 251. maddeye sığınılması “adil yargılanma hakkının” ihlali niteliğindedir. Kaldı ki, bu maddeye göre yapılan uygulamanın da hatalı olduğu düşünülmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesinde (5 ve 6. fıkralarında) uygulanan biçimde bir yakalama, gözaltına alma ve hazır bulundurma usulü bulunmamaktadır. Şüpheliler, eğer Yasa’nın 251. maddesinin 5. fıkrasına göre gözaltına alınmış ya da yakalanmış iseler; aynı Yasanın 90 ve 91. maddelerine aykırı davranılmış,
6. fıkraya göre hazır edilmiş iseler; daha büyük bir hata yapılmış ve boş yere günlerce gözaltında tutulmuşlardır.
4. Emekli Askeri personele isnat edilen eylemlerin, malum medya kuruluşlarınca yansıtıldığı biçimiyle bir kısmının bu personelin emekli olmadan önce gerçekleştirdikleri iddiası karşısında, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturmanın görevsizlik kararı verilerek askerî savcılıklara devredilmesi zorunludur. Emeklilik halinde dahi suçun askerî bir mahalde işlenmesi halinde yine aynı Yasa’nın 251(4). Maddesi görevli savcılığın askeri savcılık olduğunu işaret etmektedir. Görevsizlikle ilgili bu açık düzenlemelere karşın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ısrarla tüm soruşturmayı bizzat yürütmeye çalışması dikkat çekici bulunmaktadır. Bu uygulamanın yaratacağı hukuki sorunlar şimdiden tartışılmaya başlanmıştır.
5. İstanbul-Ümraniye’de bulunan el bombalarıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (250. madde ile özel yetkilendirilmiş) adlî soruşturma açılması son derece doğaldır. Ancak, soruşturma açıldıktan sonra takip edilen süreçte yasa dışı bir örgütlenmenin darbe teşebbüsünde bulunduğu iddiaları konuşulmakta ve soruşturmanın bu çerçeveye oturtulmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Eğer bu doğru ise; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı derhal soruşturmaya son vermeli ve iddianame dahi hazırlanmadan soruşturma evrakı “yetkisizlik kararı verilerek” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmelidir. Çünkü darbe teşebbüsü ancak ve ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkenti Ankara’da bulunan Hükümete karşı yapılabilir. Bu durumda soruşturma yapma yetkisi mutlak suretle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na aittir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ısrarla soruşturmayı tamamlama gayretine girmesi, hukuken anlamsız ve gereksizdir. Aksi halde, (yani soruşturma sonucu davanın İstanbul’da açılması halinde) bu konudaki tartışmalar bitmeyecektir. Yetkisizlik kararı verilmesi talepleri daima gündemde kalacaktır. Yargılamayı yapacak mahkemenin ilerde yetkisizlik kararı vermesi halinde, izahı güç bir durum ortaya çıkacak ve yargılananlar açısından telafi edilemeyecek mağduriyetler doğacaktır.
Tereddüt yaratan bu konular çözüme kavuşturulmadıkça, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine çok sayıda başvuru yapılması kaçınılmaz olacaktır.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Türk Yargısı’na ve teşkilatına inanmakta ve güvenmektedir. “Ergenekon” olarak adlandırılan soruşturmada yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürmek isteyenlerin ise başarısızlığa uğrayacakları, Türk Kamuoyunun bu tür davranışları hiçbir zaman affetmeyeceği bilinmelidir.
Kamuoyuna saygı ile arz olunur. 04.04.2011
Mustafa EROL
Genel Başkan
E. Astsubay Kd. Bçvş.
Türkiye Emekli Astsubaylar
Derneği (TEMAD)
DEĞERLİ ARKADAŞLARIM. STK LARININ BİRİNCİ DERECEDE KURULUŞ AMAÇLARI ÜYELERİNİN UĞRADIKLARI HAKSIZLIKLARI DİLE GETİRMEKTİR. SOSYAL BİR DEVLETTE TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNİN KAZANILMASI İÇİN ÇALIŞMAK OLDUĞU GİBİ, ÜLKENİN İÇERİSİNDE BULUNAN VE TOPLUMUN İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI İÇİN YÖNETİCİ VE YETKİLİLERİ UYARARAK VE ELEŞTİREREK DOĞRULARI GÖSTERMEKTİR.
2011 YILINA KADAR TEMAD BU GÖREVİNİ EN ÜST SEVİYEDE YAPMIŞTIR. ONUN İÇİN 1970 Lİ YILLARIN BAŞINDA Kİ BASKIN EYLEMLERİNDEN SONRA İLK DEFA PLANLI VE PROGRAMLI OLARAK YASAL İZİNLER ALINARAK 7 METROPOL DE TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ YAPARAK SESİNİ KAMUOYUNA DUYURMUŞTUR.
TSK ONURLU KİMLİĞİNİ TEMAD KİMLİĞİ ALTINDA DEVAM ETTİRMİŞ, ÇALIŞANI VE EMEKLİSİYLE BAĞLARI HİÇ KOPARMAMIŞTIR.
ERGENOKON, BALYOZ, DAVALARINDA SİLAHLI KUVVETLERE YAPILAN HAKSIZLIKLARI DİLE GETİRMEK İÇİN YAPILA SALDIRILARA KARŞI DİK DURARAK TÜRK KAMUOYUNA EKTE Kİ BASIN AÇIKLAMASINI YAPARAK O GÜNKÜ YÖNETİCİLERİ VE HAKSIZLIKLARI DİLE GETİRMİŞTİR.
TEMAD GENEL BAŞKANI OLDUĞUM DÖNEM İÇERİSİNDE ÖZLÜK HAKLARI VE DİĞER KONULAR DA YAPTIĞIM ÇALIŞMALARIMIZI ARKADAŞLARIMIZA DUYURMAKTA ÇOK BÜYÜK EKSİĞİMİZ VARDI. ÇIKARDIĞIMIZ 10.000 ADET TEMAD DERGİSİNDE ANCAK BİR KAÇ YAZIMIZLA ANLATABİLDİM. EN ÖNEMLİSİ DERGİDE KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLİ ARKADAŞLARIMIZ EN ÖNEMLİ BÖLÜMDÜ. YÖNETİMİMDEN SONRA DERGİDE SON BULDU.
BASIN AÇIKLAMAMI SİZLERE SUNUYORUM. BU AÇIKLAMAM YAZILI GÖRSEL MEDYANIN TAMAMINDA YAYIMLANDI. KÜPÜRLERİ DOSYAMDADIR.
TEMAD IN GELECEĞİNE ŞUBE BAŞKANLARI VE DELEGELERİN, DAHA DA ÖNEMLİSİ ÜYE OLSUN OLMASIN TÜM ASTSUBAY ARKADAŞLARIMIZIN SAHİP ÇIKMASI VE GEREĞİNİ YAPMASINI BEKLİYORUM
SAĞLIKLAR VE SAYGILAR SUNUYORUM.
BASIN AÇIKLAMASI
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) etkin bir sivil toplum örgütü olarak, ülkemizdeki gelişmeleri yakından takip etmektedir.
TEMAD, yargı erkinin tarafsızlığına ve bağımsızlığına inanmakta ve hukukun üstünlüğüne olan kurumsal inancı nedeniyle yargı organlarınca yürütülen faaliyetlere (soruşturma ve kovuşturmalara) karşı görüş bildirmeme tavrını korumak istemektedir.
Ancak, kamuoyunda “Ergenekon Soruşturması” olarak adlandırılan adlî soruşturma kapsamına;
1. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emekli bazı mensuplarının da dahil olunması, bu mensuplarıyla ilgili haberlerde bir kısım medya kuruluşlarının nereden ve nasıl elde ettikleri kuşkulu olan haberlerle bilgi kirliliği yaratması, bu kuruluşların artık yürütülen soruşturmayı etkileme ve yönlendirme çabalarının saklanamaz hale gelmesi,
2. bazı medya kuruluşlarının aşırı bir gayret ve telaşla “medya mahkemeleri kurmak suretiyle” aralarında emekli askerlerinde bulunduğu kişileri yargılayıp, mahkûm etmeye çalışmaları ve hatta ceza tayin etmeleri,
3. Malum medya kuruluşlarınca kişilerin hak ve özgürlüklerine yapılan bu çirkin saldırıların önlenmesi yolunda çaba göstermeleri gerekenlerin soruşturmayla ilgili haber yasağı bulunmasına karşın olaya seyirci kalmaları ve hatta basına yansıyan haberlerin tek bir merkezden yönlendirilip, servis edildiğine ilişkin iddiaların güçlenmesine neden olmaları karşısında,
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) soruşturmanın esasına girmeden, sadece usulle ilgili işlemler nedeniyle duyulan endişe ve kaygıyı Türk Kamuoyu ile paylaşma zorunluluğu duymuştur…
Bu bağlamda;
1. Hukukun evrensel ilkelerinden olan “suçsuzluk karinesi” Ergenekon soruşturması için de geçerli kılınmalı ve suçluluğu kanıtlanmayan hiçbir kimseye daha soruşturma aşamasında “mahkûm” muamelesi yapılmamalıdır. Bir kısım medyanın bu konudaki yanlı ve ısrarlı yayınları soruşturmanın gizliliği ilkesi ve alınan haber yayın yasağı kararı gereğince- önlenmelidir.
2. Meslek hayatlarını iç ve dış mihraklarca organize edilen terör eylemlerine karşı mücadele ile geçirmiş bu uğurda pek çok şehit ve gazi vermiş olanlara da iddianame dahi hazırlanmadan terör örgütü mensubu muamelesi yapılması ve bağlı oldukları kurumun yıpratılmaya çalışılması ilerde telafisi mümkün olmayacak manevi yaralar açacağı kaçınılmazdır.
3. “Ergenekon Soruşturması” sürecinde emekli askerlere uygulanan gözaltı prosedürünün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesine dayandırıldığı anlaşılmaktadır. İlgili Kanunu’nun gözaltı ve yakalamaya ilişkin genel hükümleri uygulanması, gerekirken 251. maddeye sığınılması “adil yargılanma hakkının” ihlali niteliğindedir. Kaldı ki, bu maddeye göre yapılan uygulamanın da hatalı olduğu düşünülmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesinde (5 ve 6. fıkralarında) uygulanan biçimde bir yakalama, gözaltına alma ve hazır bulundurma usulü bulunmamaktadır. Şüpheliler, eğer Yasa’nın 251. maddesinin 5. fıkrasına göre gözaltına alınmış ya da yakalanmış iseler; aynı Yasanın 90 ve 91. maddelerine aykırı davranılmış,
6. fıkraya göre hazır edilmiş iseler; daha büyük bir hata yapılmış ve boş yere günlerce gözaltında tutulmuşlardır.
4. Emekli Askeri personele isnat edilen eylemlerin, malum medya kuruluşlarınca yansıtıldığı biçimiyle bir kısmının bu personelin emekli olmadan önce gerçekleştirdikleri iddiası karşısında, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturmanın görevsizlik kararı verilerek askerî savcılıklara devredilmesi zorunludur. Emeklilik halinde dahi suçun askerî bir mahalde işlenmesi halinde yine aynı Yasa’nın 251(4). Maddesi görevli savcılığın askeri savcılık olduğunu işaret etmektedir. Görevsizlikle ilgili bu açık düzenlemelere karşın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ısrarla tüm soruşturmayı bizzat yürütmeye çalışması dikkat çekici bulunmaktadır. Bu uygulamanın yaratacağı hukuki sorunlar şimdiden tartışılmaya başlanmıştır.
5. İstanbul-Ümraniye’de bulunan el bombalarıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (250. madde ile özel yetkilendirilmiş) adlî soruşturma açılması son derece doğaldır. Ancak, soruşturma açıldıktan sonra takip edilen süreçte yasa dışı bir örgütlenmenin darbe teşebbüsünde bulunduğu iddiaları konuşulmakta ve soruşturmanın bu çerçeveye oturtulmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Eğer bu doğru ise; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı derhal soruşturmaya son vermeli ve iddianame dahi hazırlanmadan soruşturma evrakı “yetkisizlik kararı verilerek” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmelidir. Çünkü darbe teşebbüsü ancak ve ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkenti Ankara’da bulunan Hükümete karşı yapılabilir. Bu durumda soruşturma yapma yetkisi mutlak suretle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na aittir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ısrarla soruşturmayı tamamlama gayretine girmesi, hukuken anlamsız ve gereksizdir. Aksi halde, (yani soruşturma sonucu davanın İstanbul’da açılması halinde) bu konudaki tartışmalar bitmeyecektir. Yetkisizlik kararı verilmesi talepleri daima gündemde kalacaktır. Yargılamayı yapacak mahkemenin ilerde yetkisizlik kararı vermesi halinde, izahı güç bir durum ortaya çıkacak ve yargılananlar açısından telafi edilemeyecek mağduriyetler doğacaktır.
Tereddüt yaratan bu konular çözüme kavuşturulmadıkça, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine çok sayıda başvuru yapılması kaçınılmaz olacaktır.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Türk Yargısı’na ve teşkilatına inanmakta ve güvenmektedir. “Ergenekon” olarak adlandırılan soruşturmada yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürmek isteyenlerin ise başarısızlığa uğrayacakları, Türk Kamuoyunun bu tür davranışları hiçbir zaman affetmeyeceği bilinmelidir.
Kamuoyuna saygı ile arz olunur. 04.04.2011
Mustafa EROL
Genel Başkan
E. Astsubay Kd. Bçvş.
Türkiye Emekli Astsubaylar
Derneği (TEMAD)
Mustafa EROL
Pazar, 08 Ekim 2017 22:52
İYİ AKŞAMLAR.
MADDİ ARZULARIN ZİNCİRİNDE, YAŞAMAYI SEFİL BULURSUN; AMA KENDİNİ GERÇEKLERE ADADIĞINDA YAŞAMIN ZEVKLİ OLMAYA BAŞLAR.
YAŞAMIN SEFİL DEVAM EDERSE MADDİ ARZULAR DERHAL DUYUMSANIR; YAŞAMIN ZEVKLİ DEVAM EDERSE, O ZAMAN HUZUR KENDİLİĞİNDEN GELİR.
MADDİ ARZULARIN ZİNCİRİNDE, YAŞAMAYI SEFİL BULURSUN; AMA KENDİNİ GERÇEKLERE ADADIĞINDA YAŞAMIN ZEVKLİ OLMAYA BAŞLAR.
YAŞAMIN SEFİL DEVAM EDERSE MADDİ ARZULAR DERHAL DUYUMSANIR; YAŞAMIN ZEVKLİ DEVAM EDERSE, O ZAMAN HUZUR KENDİLİĞİNDEN GELİR.
Mustafa EROL
Pazar, 01 Ekim 2017 17:49
İYİ AKŞAMLAR. YENİ BİR HAFTA, YENİ BİR MUTLULUK DEMEKTİR. UFKUNUZ AÇIK, SAĞLIĞINIZ VE HUZURUNUZ YERİNDE OLSUN.
BU AKŞAM BİR KAÇ DUVAR YAZISI YAZALIM.
İNSAN SEVDİĞİ DENİZİN FIRTINALARINI DA GÖĞÜSLER.
O KADAR DA GÜÇLÜ DEĞİLMİŞİZ; ZAMANA YENİLMİŞİZ.
BİZ BU DÜNYAYA BİRİLERİNİ MUTLU ETMEYE GELDİKSE.. BİRİLERİ NİYE GELDİLER ONU HİÇ BİLMİYORUM.
ZENGİN OLMAYI ÖĞRENDİĞİMİZ İÇİN MODAYI TAKİP ETTİK; MUTLU OLMAYI ÖĞRENSEYDİK DEĞER BİLİRDİK.
TELEFON ZİLİ BESTECİLİĞİ, MASA ÜSTÜ RESSAMLIĞI YENİ MESLEK DALLARI İSE BEN ONLARDAN ALMAYAYIM.
BU AKŞAM BİR KAÇ DUVAR YAZISI YAZALIM.
İNSAN SEVDİĞİ DENİZİN FIRTINALARINI DA GÖĞÜSLER.
O KADAR DA GÜÇLÜ DEĞİLMİŞİZ; ZAMANA YENİLMİŞİZ.
BİZ BU DÜNYAYA BİRİLERİNİ MUTLU ETMEYE GELDİKSE.. BİRİLERİ NİYE GELDİLER ONU HİÇ BİLMİYORUM.
ZENGİN OLMAYI ÖĞRENDİĞİMİZ İÇİN MODAYI TAKİP ETTİK; MUTLU OLMAYI ÖĞRENSEYDİK DEĞER BİLİRDİK.
TELEFON ZİLİ BESTECİLİĞİ, MASA ÜSTÜ RESSAMLIĞI YENİ MESLEK DALLARI İSE BEN ONLARDAN ALMAYAYIM.
Mustafa EROL
Cumartesi, 30 Eylül 2017 20:38
İYİ AKŞAMLAR.
HER ZAMAN KENDİ YARARINI GÖZÖNÜNDE TUTMAYA ÇALIŞAN KİMSE,ÇOK ÇABUK DÜŞMAN KAZANIR.
ÖNÜMDE YÜRÜME, TAKİP ETMEYEBİLİRİM; ARKAMDAN GELME ÖNDERLİK YAPMAYABİLİRİM; YANIMDA YÜRÜ VE SADECE ARKADAŞIM OL.
KÖTÜ İNSANLARLA ARKADAŞLIK ETMEKTENSE, YALNIZ OLMAK DAHA EVLADIR.
GÜNEŞ, IŞIK VE SICAĞINDAN YARAR SAĞLAMAK İÇİN KENDİNE YALVARILMASINI BEKLEMEZ. OLGUN İNSANLAR DA İYİLİĞİ İSTENMEDEN YAPANLARDIR.
İNSANIN BAŞKALARINA KIZMASI, ONLARIN HATALARININ İNTİKAMINI KENDİNDEN ALMASI DEMEKTİR.
HER ZAMAN KENDİ YARARINI GÖZÖNÜNDE TUTMAYA ÇALIŞAN KİMSE,ÇOK ÇABUK DÜŞMAN KAZANIR.
ÖNÜMDE YÜRÜME, TAKİP ETMEYEBİLİRİM; ARKAMDAN GELME ÖNDERLİK YAPMAYABİLİRİM; YANIMDA YÜRÜ VE SADECE ARKADAŞIM OL.
KÖTÜ İNSANLARLA ARKADAŞLIK ETMEKTENSE, YALNIZ OLMAK DAHA EVLADIR.
GÜNEŞ, IŞIK VE SICAĞINDAN YARAR SAĞLAMAK İÇİN KENDİNE YALVARILMASINI BEKLEMEZ. OLGUN İNSANLAR DA İYİLİĞİ İSTENMEDEN YAPANLARDIR.
İNSANIN BAŞKALARINA KIZMASI, ONLARIN HATALARININ İNTİKAMINI KENDİNDEN ALMASI DEMEKTİR.
Mustafa EROL
Salı, 26 Eylül 2017 21:45
İYİ AKŞAMLAR
ŞU ANDA TEKE TEK PROGRAMINDA "İSLAM DA KADININ TERİ KONUŞULUYOR. SAYIN ALTAYLI MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAK. DEKANINA SORUYOR. BAZI İSMAİL AĞA CEMAATİNİN HOCALARI. PANTOLON GİYEN KADININ, AÇIK OLAN KADININ AHLAKI BOZUKTUR. ERKEKLER SALDIRI, SARILIR, YALAR GİBİ SÖZLERİ VAR NE DERSİNİZ DİYE SORUYOR.
DEKAN BİRAZ GEVELEDİKTEN SONRA; ATATÜRK 1930 DA ŞAPKA DEVRİMİ YAPMIŞTIR. O ZAMAN KIRSAL KESİMİN TAMAMI KARŞI ÇIKTI ZAMANLA MİLLET ALIŞTI, KÖÇEK HOCALARIN BU SÖYLEDİKLERİNE DE ZAMAN ALIŞIRLAR DEMEK İSTİYOR.
KÖÇEK HOCALARI BUNUN GİBİ YOBAZ KÖÇEK İLAHİYATÇI DEKANLAR YETİŞTİRİYOR.
GÜN GEÇTİKÇE BUNU GİBİ İSLAMI YOK ETMEYE ÇALIŞAN CİBİLİYETSİZ OYNAKLAR ÜRÜYOR VE DE DEKAN OLUYORLAR. VAY HALİMİZE.
ŞU ANDA TEKE TEK PROGRAMINDA "İSLAM DA KADININ TERİ KONUŞULUYOR. SAYIN ALTAYLI MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAK. DEKANINA SORUYOR. BAZI İSMAİL AĞA CEMAATİNİN HOCALARI. PANTOLON GİYEN KADININ, AÇIK OLAN KADININ AHLAKI BOZUKTUR. ERKEKLER SALDIRI, SARILIR, YALAR GİBİ SÖZLERİ VAR NE DERSİNİZ DİYE SORUYOR.
DEKAN BİRAZ GEVELEDİKTEN SONRA; ATATÜRK 1930 DA ŞAPKA DEVRİMİ YAPMIŞTIR. O ZAMAN KIRSAL KESİMİN TAMAMI KARŞI ÇIKTI ZAMANLA MİLLET ALIŞTI, KÖÇEK HOCALARIN BU SÖYLEDİKLERİNE DE ZAMAN ALIŞIRLAR DEMEK İSTİYOR.
KÖÇEK HOCALARI BUNUN GİBİ YOBAZ KÖÇEK İLAHİYATÇI DEKANLAR YETİŞTİRİYOR.
GÜN GEÇTİKÇE BUNU GİBİ İSLAMI YOK ETMEYE ÇALIŞAN CİBİLİYETSİZ OYNAKLAR ÜRÜYOR VE DE DEKAN OLUYORLAR. VAY HALİMİZE.
1224 Ziyaretçi defterindeki mesajlar