Astsubaylar Birliği
merol
Cumartesi, 23 Mayıs 2020 16:54
Hep şikâyetçi bıkkınmış...
Bir gün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler...
Saklayalım zor bulsunlar... Zor buldukları için belki kıymetini bilirler, Diyerek başlamışlar tartışmaya...
Sorun büyükmüş... Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü...
Kimisi: "Everest'in tepesine saklayalım" demiş, Kimisi:"Atlas Okyanusun dibine." Taç Mahal'in kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan sofrası... Bir hastanenin doğum odası, dondurma külahı, şarap şişesi, sigara paketi, lale bahçesi... Pek çok yer düşünmüşler ama hiç biri yeterince zor gelmemiş...
Derken meleklerden biri "İÇLERİNE SAKLAYALIM" demiş...
"Kimsenin aklına gelmez içine bakmak!"
İşte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içine saklıymış
Bir gün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler...
Saklayalım zor bulsunlar... Zor buldukları için belki kıymetini bilirler, Diyerek başlamışlar tartışmaya...
Sorun büyükmüş... Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü...
Kimisi: "Everest'in tepesine saklayalım" demiş, Kimisi:"Atlas Okyanusun dibine." Taç Mahal'in kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan sofrası... Bir hastanenin doğum odası, dondurma külahı, şarap şişesi, sigara paketi, lale bahçesi... Pek çok yer düşünmüşler ama hiç biri yeterince zor gelmemiş...
Derken meleklerden biri "İÇLERİNE SAKLAYALIM" demiş...
"Kimsenin aklına gelmez içine bakmak!"
İşte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içine saklıymış
merol
Çarşamba, 08 Nisan 2020 13:49
||
Aklının dinginliğini hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyecek kadar güçlü olmaya,
Karşılaştığın herkesle sağlık, mutluluk ve başarıdan söz etmeye,
Tüm arkadaşlarının, kendilerini değerli hissetmelerini sağlamaya,
Her şeyin aydınlık yüzüne bakmaya ve iyimserliğinin gerçeğe dönüşmesine çabalamaya,
Yalnız en iyiyi düşünmeye, yalnız en iyi için çalışmaya ve en iyiyi beklemeye,
Başkalarının başarısından kendininki kadar coşku duymaya,
Geçmişin yanlışlarını unutmaya ve gelecekte daha büyük başarılara ulaşmak için var gücünle çalışmaya,
Her zaman neşeli bir yüz ifadesine sahip olup, selamladığın her canlı varlığa gülümsemeye,
Kendini geliştirmeye, başkalarını eleştirmeye zaman bırakmayacak kadar çok zaman vermeye,
Kaygılanmayacak kadar yüreği geniş, kızgınlığa kapılmayacak kadar yüce, bozguna uğramayacak kadar güçlü ve üzüntüye kapılmayacak kadar mutlu olmaya,
SÖZ VER!
Aklının dinginliğini hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyecek kadar güçlü olmaya,
Karşılaştığın herkesle sağlık, mutluluk ve başarıdan söz etmeye,
Tüm arkadaşlarının, kendilerini değerli hissetmelerini sağlamaya,
Her şeyin aydınlık yüzüne bakmaya ve iyimserliğinin gerçeğe dönüşmesine çabalamaya,
Yalnız en iyiyi düşünmeye, yalnız en iyi için çalışmaya ve en iyiyi beklemeye,
Başkalarının başarısından kendininki kadar coşku duymaya,
Geçmişin yanlışlarını unutmaya ve gelecekte daha büyük başarılara ulaşmak için var gücünle çalışmaya,
Her zaman neşeli bir yüz ifadesine sahip olup, selamladığın her canlı varlığa gülümsemeye,
Kendini geliştirmeye, başkalarını eleştirmeye zaman bırakmayacak kadar çok zaman vermeye,
Kaygılanmayacak kadar yüreği geniş, kızgınlığa kapılmayacak kadar yüce, bozguna uğramayacak kadar güçlü ve üzüntüye kapılmayacak kadar mutlu olmaya,
SÖZ VER!
merol
Çarşamba, 08 Nisan 2020 13:22
"Satranç hayat gibidir David," demişti babası."Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işe yarar, bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek."
"Yani bu geleceği tahmin etmek gibi bir şey mi?" diye sordu Caine.
"Tahmin etmek imkansızdır. Ama şimdiki zamanı çok iyi bilirsen geleceği kontrol edebilirsin."
Olasılıksız, Adam Fawer
"Yani bu geleceği tahmin etmek gibi bir şey mi?" diye sordu Caine.
"Tahmin etmek imkansızdır. Ama şimdiki zamanı çok iyi bilirsen geleceği kontrol edebilirsin."
Olasılıksız, Adam Fawer
merol
Çarşamba, 08 Nisan 2020 13:20
Covid -19'un bizlere öğrettiklerinden bazıları:
1. Amerika,artık dünyanın lideri değil.
2. Çin,füze filan göndermeden 3. Dünya Savaşını kazandı.
3. Vladimir Putin,bir vizyoner.
4. Önlemek için çalışmak, son anda davranmaktan daha fazla hayat kurtarır.
5. Sağlık çalışanlarının artık futbolculardan daha değerli olduğu anlaşıldı.
6. Avrupalılar göründükleri kadar eğitimli, disiplinli değiller.
7. Daha fazla hastane ve “daha az savaş” istediğimizde yanılmıyoruz.
8. Çocukların doğada daha ayrıcalıklı bir yer işgal ettiği anlaşıldı.
9. Tüketim azalıp bitti mi, petrol değersizdir.
10. Ölüm, ırkı, rengi veya toplumsal tabakaları ayırt etmez.
11. İnsanlar,fiyatları yükseltirken;sosyoekonomik konumlarına bakılmaksızın fırsatçı ve aşağılıktırlar.
12. Tuvalet kağıdı yiyeceklerden daha önemlidir.
13. Sosyal ağlar bizi yaklaştırıyor,ama aynı zamanda panik yaratmanın da en iyi yolu.
14. Şimdi hayvanların hayvanat bahçelerinde nasıl hissettiklerini biliyoruz.
15. Bugünün çocukları artık internet veya TV olmadan nasıl oynayacaklarını bilmiyorlar.
16. Milyarlarca para kazanan ve insanlığa hizmet etmeyenler ortaya çıktı.
17. Sağlık çalışanları yalnız bırakılsa da,terk edilse de, unutulsa da yine asla vazgeçmezler.
18. Yardımların,zenginleri mi fakirleri mi desteklediğini hep beraber gördük.
19. Dünyamız insanlar olmazsa daha hızlı bir şekilde yenileniyor.
20. Gezegenimizdeki gerçek virüsler insanlardır.
#Evinde Kal Türkiye
#
1. Amerika,artık dünyanın lideri değil.
2. Çin,füze filan göndermeden 3. Dünya Savaşını kazandı.
3. Vladimir Putin,bir vizyoner.
4. Önlemek için çalışmak, son anda davranmaktan daha fazla hayat kurtarır.
5. Sağlık çalışanlarının artık futbolculardan daha değerli olduğu anlaşıldı.
6. Avrupalılar göründükleri kadar eğitimli, disiplinli değiller.
7. Daha fazla hastane ve “daha az savaş” istediğimizde yanılmıyoruz.
8. Çocukların doğada daha ayrıcalıklı bir yer işgal ettiği anlaşıldı.
9. Tüketim azalıp bitti mi, petrol değersizdir.
10. Ölüm, ırkı, rengi veya toplumsal tabakaları ayırt etmez.
11. İnsanlar,fiyatları yükseltirken;sosyoekonomik konumlarına bakılmaksızın fırsatçı ve aşağılıktırlar.
12. Tuvalet kağıdı yiyeceklerden daha önemlidir.
13. Sosyal ağlar bizi yaklaştırıyor,ama aynı zamanda panik yaratmanın da en iyi yolu.
14. Şimdi hayvanların hayvanat bahçelerinde nasıl hissettiklerini biliyoruz.
15. Bugünün çocukları artık internet veya TV olmadan nasıl oynayacaklarını bilmiyorlar.
16. Milyarlarca para kazanan ve insanlığa hizmet etmeyenler ortaya çıktı.
17. Sağlık çalışanları yalnız bırakılsa da,terk edilse de, unutulsa da yine asla vazgeçmezler.
18. Yardımların,zenginleri mi fakirleri mi desteklediğini hep beraber gördük.
19. Dünyamız insanlar olmazsa daha hızlı bir şekilde yenileniyor.
20. Gezegenimizdeki gerçek virüsler insanlardır.
#Evinde Kal Türkiye
#
merol
Çarşamba, 08 Nisan 2020 13:15
Berat kandilimizin islam alemine sağlık, mutluluk getirmesini diliyorum.
merol
Perşembe, 05 Mart 2020 11:40
Şehitler tepesi boş kalmasın lafı benim koltuğun için ülke ne duruma gelirse gelsin demektir.
Dün TBMM de ki kavga sarf edilen o sözler için yapılan bir kavga değil. zamanla otomobilin kapıları kilitli kalmıştı da Sn. Cumhurbaşkanını kurtarmak için camlar balyozla kırılmıştı. İşte o balyozu evinde çerçevelettirip görüne bilir bir köşe asan eski vekil bunun için tekrar vekil oldu mu olmadı m? mesele burada saklı. Dün kavga eden vekil önümüzde ki seçimde aday gösterilecek mi? gösterilmeyecek mi. Durum ona matuftur. Allah akıl versin.
Dün TBMM de ki kavga sarf edilen o sözler için yapılan bir kavga değil. zamanla otomobilin kapıları kilitli kalmıştı da Sn. Cumhurbaşkanını kurtarmak için camlar balyozla kırılmıştı. İşte o balyozu evinde çerçevelettirip görüne bilir bir köşe asan eski vekil bunun için tekrar vekil oldu mu olmadı m? mesele burada saklı. Dün kavga eden vekil önümüzde ki seçimde aday gösterilecek mi? gösterilmeyecek mi. Durum ona matuftur. Allah akıl versin.
merol
Cuma, 05 Temmuz 2019 21:38
DEĞERLİ ARKADAŞLARIM 30 HAZİRAN BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK ÜN EMEKLİYE AYRILDIĞI GÜNÜN ANISINA SGK. TOPLANTI SALONUN DA TEMAD GENEL BAŞKANI OLARAK YAPTIĞIM KONUŞMA METNİNİ BİLGİLERİNİZE SUNUYORUM. BU YIL Kİ EMEKLİLER GÜNÜ KUTLAMASINDA DA BİR BASIN DUYURUSU YAPILSAYDI İYİ OLURDU DİYE DÜŞÜNÜYORUM.
DEĞERLİ ARKADAŞLARIM
30 HAZİRAN 2008 GÜNÜ EMEKLİLER HAFTASIN NEDENİYLE SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI TOPLANTI SALONUNDA YAPTIĞIM KONUŞMAYI SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
SAYIN BAKANIM, SAYIN SENDİKA BAŞKANLARIMIZ, EMEKLİ DERNEKLERİMİZİN ÇOK DEĞERLİ GENEL BAŞKANLARI, SAYIN BASIN MENSUPLARI, SAYIN KONUKLAR EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ GENEL BAŞKANI OLARAK SİZLERİ SAYGI İLE SELAMLIYORUM.
SAYIN KONUKLAR, BU ANDA BURADA HAZIR BULUNANLARIN ÇOĞU EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ HAKKINDA YETERLİ BİLGİYE SAHİP DEĞİLDİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM. İZNİNİZLE KONUŞMAMA BAŞLAMADAN ÖNCE DERNEĞİMİ TANITMAK İSTİYORUM.
TÜRKİYE EMEKLİ, ASTSUBAYLAR DERNEĞİ GENEL MERKEZİ ANKARA DA OLMAK ÜZERE ÜLKEMİZİ ÇEŞİTLİ YERLEŞİM YERİNDE 79 ŞUBESİ İLE TEŞKİLATLANMIŞ, 100 BİN EMEKLİSİ OLAN VE 50 BİNE YAKIN ÜYESİ BULUNAN KURUMSAL KİMLİK KAZANMIŞ BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜDÜR. TÜZÜĞÜMÜZE GÖRE 95.000 ÇALIŞAN ASTSUBAY İLE 70.000 ÇALIŞAN HER İSİMDEN UZMAN DA TABİİ ÜYEMİZDİR. BUNDAN DA ANLAŞILIYOR Kİ KISA ADI TEMAD OLAN TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ ÇOK BÜYÜK BİR AİLEDİR.
SAYIN KONUKLAR,
BÜYÜK ÖNDER, EŞSİZ SİYASET ADAMI, EN BÜYÜK KOMUTAN, ATATÜRK 30 HAZİRAN 1927 GÜNÜN EMEKLİ OLMUŞTUR. 1988 YILINDAN BU GÜNE KADAR HAZİRAN AYININ SON HAFTASINA EMEKLİLER HAFTASI DİYORUZ VE ÇALIŞMA BAKANLIĞIMIZIN KOORDİNESİNDE BU HAFTAYI EMEKLİLER HAFTASI OLARAK KUTLUYORUZ. BU HAFTANIN KUTLANMASINDA EMEĞİ GEÇEN BAŞTA SAYIN BAKAN OLMAK ÜZERE KATKISI OLAN HERKESİ KUTLUYOR VE KENDİLERİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM.
BÜYÜK KURTARICI ATATÜRK MEYDANLARDA KAZANILAN ZAFERLER, EKONOMİK ZAFERLERLE DONATILMADIĞI ZAMAN BİR ÜLKE TAM BAĞIMSIZ OLAMAZ BUYURMUŞLARDIR. YÜCE TÜRK MİLLETİ HİÇBİR ZAMAN EKONOMİK SIKINTIDAN KURTULAMAMIŞTIR. ÖZELLİKLE EMEKLİLER YILLARDIR AÇLIK SINIRINDA CAN ÇEKİŞMEKTEDİRLER.
ANAYASAMIZIN 2. MADDESİNDE: TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİDİR. DENMEKTEDİR. AYRICA 5. MADDESİNDE DEVLETİN TEMEL AMAÇ VE GÖREVLERİNİ SAYARKEN:
;KİŞİLERİN VE TOPLUMUN REFAH, HUZUR VE MUTLULUĞUNU SAĞLAMAK; KİŞİNİN TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİNİ, SOSYAL HUKUK DEVLETİ VE ADALET İLKELERİ İLE BAĞDAŞMAYACAK SURETTE SINIRLAYAN SİYASİ, EKONOMİK, SOSYAL ENGELLERİ ORTADAN KALDIRMAYA, İNSANIN MADDİ VE MANEVİ VARLIĞININ GELİŞMESİ İÇİN GEREKLİ ŞARTLARI HAZIRLAMAYA ÇALIŞMAKTIR. DEMEKTEDİR.
SAYIN KONUKLAR ÜLKENİN EKONOMİK DURUMUNU GÖZ ÖNÜNE GETİRELİM. HANİ SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI, HANİ EŞİL BÖLÜŞÜM, EŞİT PAYLAŞIM. HANİ EŞİT HİZMETE EŞİT ÜCRET. NEREDE?. VARMI? YOK. BU GÜN İNSANLARIN EKONOMİLERİNİN DÜZELTİMESİ KONUSUNDA BİR ÇALIŞMA VARMI? YOK. KİŞİNİN TEMEL HAKLARININ KORUNMASI İLE İLGİLİ BİR ÇALIŞMA VARMI? YOK. BU GÜN AÇLIK SINIRI 720.00 YTL. YOKSULLUK SINIRI 2300. YTL 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN YALNIZ YİYECEK MADDELERİ VE YALNIZ MUTFAĞI İÇİN GEREKLİ OLAN ÜCRET 720.00 YTL DIR. BENDEN ÖNCE KONUŞAN SAYIN T. İŞÇİ EMEKLİLERİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI YİYECEKLERİ SAYARKEN ET, SÜT, PEYNİR DİYE SAYDI ÇOK İYİMSER DAVRANDI. HANGİ EMEKLİ BU SAYILANLARI ALABİLİYOR. EMEKLİ İŞÇİ VE MEMURLAR ÇOCUĞUNU OKUTAMIYOR.
EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET KONUSUNDA BİR ÖRNEK VERMEK İSTİYORUM. İKİ GÜN ÖNCE YAPTIĞIM ARAŞTIRMADA BİR KURUM DA Kİ BAŞ BAHÇIVAN KADROSUNDA Kİ KAMU GÖREVLİSİNİN EK GÖSTERGESİ 2200 DÜR. TBMM KADROSUNDAKİ BAŞ BAHÇIVANIN EK GÖSTERGESİ 5400 DÜR. NEREDE EŞİTLİK, NEREDE SOSYAL ADALET. NEREDE EŞİT BÖLÜŞÜM VE PAYLAŞIM. BUNU YETKİLİLER BİLMİYOR MU? BU ADALET HAKKANİYET VE VİCDAN MUHASEBESİNE UYUYOR MU? HAYIR UYMUYOR. HER KADEMEDEKİ YETKİLİLERİ ADİL OLMAYA DAVET EDİYORUM
BU DÖNEM ÇOK SIKINTILI BİR DÖNEM, GELECEK GÜNLER DAHA DA KÖTÜ OLACAK GİBİ GÖRÜNÜYOR. EMEKLİNİN % 90 EK İŞ ARIYOR. SEMT PAZARLARINDAN, PAZAR DAĞILDIKTAN SONRA ATIK ERZAK TOPLAYANLARIN SAYISI 10 KAT ARTTI.
SAYIN KONUKLAR HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR DAĞILIMININ SOSYAL ADALETE UYGUN OLMASI GEREKİR. GELİRLERİN % 90 NI NI % 10 KADAR BİR GURUP ALIYOR. % 10 DA YAŞAYANLARIN % 90 NINA KALIYOR. NE KADAR ÇARPIK BİR DAĞITIM VE YAPILANMA DERHAL BU KONUDA DA DÜZENLEMEYE GİDİLMESİ GEREKİR. İNSANLAR YÖNETMEK İÇİN ÖNCE KARINLARINI DOYURMAK GEREKTİĞİNİ HEPİMİZ BİLİYORUZ.
SAYIN KONUKLAR 4639 SAYILI MAKAM VE GÖREV TAZMİNATI VERİLMESİ KONUSUNDA YASA ÇIKARILIRKEN TBMM YA SEVK EDİLİŞ AMACI EKONOMİK YÖNDEN SIKINTI DA OLAN KAMU GÖREVLİLERİNİN DURUMLARININ BİRAZ DÜZELTİLMESİ DÜŞÜNÜLMÜŞTÜ. YASA SEVK EDİLDİ. KABUL EDİLDİ. VE UYGULANMASI BAKANLAR KURULUNA BIRAKILDI. 631 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE Kİ KARAR NAME İLE ÖNCE TBMM DE BULUNAN MİLLETVEKİLLERİ KENDİ ARALARINDA BÖLÜŞTÜLER. SONRADA HİÇ MADDİ SIKINTISI OLMAYAN BÜROKRAT VE TEKNOKRATLARA VERDİLER. SIKINTISI OLAN KAMU GÖREVLİLERİ YİNE KALDI. BU KADAR ADALETSİZLİK, BU KADAR DOYMAZLIK, BU KADAR AÇ GÖZLÜLÜK UTANÇ VERİCİ BİR DURUMDUR. SONRADA SAYIN BAŞBAKAN TBMM YE VERDİRDİĞİ BİR TEKLİF İLE YASA KAPSAMINDA BULUNAN VE 5 YIL SONRA TÜM KAMU GÖREVLİLERİNE VERİLECEKTİR LE İLGİLİ MADDELERİ YASA KAPSAMINDAN ÇIKARTTIRARAK İPTAL ETTİRDİ. ALANLARIN ÇARPIM CETVELİ DE BİRAZ ARTIRILARAK ELLERİNE BİRAZ DAHA FAZLA PARA GEÇMESİ SAĞLANDI. YETKİLİLER ZANNEDİYOR Kİ BU ÇARPIK DÜZEN BÖYLE GİDER. SAYIN YETKİLİLER GİTMEZ. ÇOK YAKINDA BİR SOSYAL PATLAMA OLACAKTIR. BİR İNSAN, YETKİLİLER BUNU NASIL GÖRMEZ ANLAMIYORUM.
DEĞERLİ KATILIMCILAR.
5510 SAYILI SOSYAL SİG. VE GENEL SSK GÖRÜŞÜLÜRKEN VERİLEN BİR ÖNERGENİN GÖRÜŞÜLMESİ SIRASIN DA ASTSUBAYLARIN 1. DERECENİN 4. KADEMESİNE GETİRİLMESİ KONUSUNDA SAYIN BAKANA VE KOMİSYONA SORULDU. HER İKİSİ DE KABUL EDİYORUZ ŞEKLİNDE GÖRÜŞ BİLDİRDİLER. SAYIN BAŞKAN OYLAMAYA SUNDU VE KABUL EDİLDİ. BİR GÜN SONRA YENİDEN VERİLEN ÖNERGELERLE 1. DERECENİN 4. KADEMESİNİN İPTAL EDİLMESİ TALEP EDİLMİŞ OLUP SAYIN KOMİSYON ÜYELERİ VE SAYIN BAKANA SORDUKLARINDA HER İKİSİ DE KATILDIKLARINI BİLDİREREK İPTAL ETTİRMİŞLERDİR. DÜNYANIN HİÇBİR ÜLKESİNDE GÖRÜLMEYEN BİR DURUMDUR. SAYIN BAKANIN BÜROKRATLARI NE İŞ YAPAR? YASANIN ÇIKARILDIKTAN SONRA BİR SONRA İPTAL EDİLECEĞİNE YENİ BİR ÖNERGE VERİLEREK 926 SAYILI YASANIN 137. MADDESİ KAPSAMINDAKİ MAAŞ DERECE VE KADEMELERİNİ GÖSTEREN EK-8 A CETVELE ¼ KARŞILIĞI OLAN 1500 GÖSTERGE EKLENİR DENİLEREK YILLARDIR SÜREGELEN ÇARPIKLIK DÜZENLENMİŞ OLURDU, AMA YAPILMADI.
SAYIN KONUKLAR. TÜRKİYE DE 1. DERECENİN 4. KADEMESİNE İKİ YILLIK ÖN LİSANS EĞİTİMİ ALAN HER KAMU GÖREVLİSİ GELİYOR DA; YALNIZ FAKÜLTE BİTİRMİŞ. YÜKSEK LİSANS VE DOKTORASINI YAPMIŞ ASTSUBAYLAR GETİRİLMİYOR. YILLARDIR BU ÇİFTE STANDART UYGULANMAYA DEVAM EDİYOR.. YETKİLİLERE ANLATTIĞIMIZ ZAMAN ÇOK HAKLISINIZ DİYORLAR AMA KİMSE DÜZELTMEYE ÇALIŞMIYOR.
ÜLKEMİZDE EMEKLİLERİN İYİLİĞİNE BİR KANUN ÇIKARILMIYOR. ÇALIŞANLAR İÇİN ÇIKARILIYOR. EMEKLİLERDE ONDAN İSTİFADE EDİYOR. TAZMİNAT ALMAYAN EMEKLİ KAMU GÖREVLİLERİNE HER AY VERİLEN 100 YTL NİN TAZMİNAT ALMAYAN ASTSUBAYLARA VERİLMEMESİ DE AYRI BİR ÇİFTE STANDARTTIR. YETKİLİLER İŞİNE GELENE VERİYOR. İŞİNE GELMEYENE VERMİYOR. BU KONUDA ÇALIŞMA YAPILMALI VE TAZMİNAT ALMAYAN TÜM EMEKLİLERE VERİLMELİDİR.
MAAŞLARA YAPILAN YILLIK ZAM % 5 LER CİVARINDADIR. İKİ GÜN ÖNCE YALNIZ ELEKTRİĞE % 21 ZAM YAPILMIŞTIR. ALINAN RESMİ RAKAMLARA GÖRE TEMEL GIDA MADDELERİNE YAPILAN EN DÜŞÜK ZAM % 70 DİR. YALNIZ KIRMIZI MERCİMEĞE YAPILAN YILLIK ZAM % 228 DİR. HANGİ DÜŞÜK ENFLASYONDAN BAHSEDİLMEKTEDİR. KİMİ KANDIRIYORLAR?
MAAŞLARA YAPILAN ZAMLAR SEYYANEN YAPILMALIDIR. % DE ÜZERİNDEN YAPILAN ZAMLAR ZENGİNİ DAHA ZENGİN YAPMAKTADIR.
20 YILDIR ÇABA SARF EDİLİP ÇIKARILMAYAN DEVLET PERSONEL REJİMİ YASASI BİR AN ÖNCE ÇIKARILMALIDIR. BAŞBAKANIN SAYIN MÜSTEŞARI İLE YAPTIĞIM GÖRÜŞMEDE ŞU ANDA DEVLETTEN 1473 GURUPTAN ÜCRET ALAN VARDIR. DEMİŞTİR. BU YASA 1473 GURUBU 20 GURUBA İNDİRMEKTEDİR. GERÇİ GURUPLAR ARASINDA DA ÇEŞİTLİ ALT GURUPLAR VARDIR AMA YİNEDE SOSYAL ADALETİN DAĞITIMININ BİRAZ OLSUN DÜZENLENMESİ BAKIMINDAN BİR AN ÖNCE ÇIKARILMALIDIR.
SAYIN KONUKLAR. EMEKLİNİN ALIM GÜCÜ TAMAMEN AZALMIŞTIR. GEÇİM SIKINTISI ARTMIŞTIR. EMEKLİ EK GELİRİ YOKSA FAKRU ZARURET İÇERİSİNE DÜŞMÜŞTÜR. YILLARINI DEVLET HİZMETİNE VERENLER DÜŞÜNÜLMEMEKTE VE AÇLIĞA MAHKUM EDİLMEKTEDİR. KENDİSİNİ BESLEYEMEZ, ÇOCUĞUNU OKUTAMAZ DURUMDADIR. BAZI EMEKLİLER BU SIKINTILARINDAN KURTULMAK İÇİN BÖBREKLERİNİ SATIŞA ÇIKARMIŞLARDIR. AVRUPA BİRLİĞİNE GİRMEYE ÇALIŞTIĞIMIZ BU DÖNEMDE AVRUPA DEVLETLERİNİN EMEKLİLERİ; HASTALARI İÇİN ALDIKLARI EMEKLİ MAAŞLARI İLE ÜLKEMİZE BÖBREK SATIN ALMAYA GELMEKTEDİRLER. BİR KEZ DAHA TEKRAR EDİYORUM. BİR SOSYAL PATLAMA OLMADAN YETKİLİLERİN BU DURUMLA DERHAL İLGİLENMELERİ VE SOSYAL ADALETİ SAĞLAMALAR GEREKMEKTEDİR.
DİYOR VE BÜYÜK ATATÜRK ÜN BİR MİLLETİN YAŞLI VATANDAŞLARINA VE EMEKLİLERİNE KARŞI TUTUMU O MİLLETİN YAŞAMA KUDRETİNİN EN ÖNEMLİ KISTASIDIR. MAZİDE MUKTEDİRKEN BÜTÜN KUVVETİ İLE ÇALIŞMIŞ OLANLARA KARŞI MİNNET HİSSİ DUYMAYAN BİR MİLLETİN İSTİKBALE GÜVENLE BAKMAYA HAKKI YOKTUR. SÖZLERİ İLE KONUŞMAMA SON VERİRKEN HEPİNİZİ SAYGI İLE SELAMLIYORUM. 30 HAZİRAN 2008
MUSTAFA EROL
E. ASTSB. KD. BAÇVŞ.
TEMAD GN. BŞK.
merol
Perşembe, 04 Temmuz 2019 21:13
BASIN AÇIKLAMASI
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) etkin bir sivil toplum örgütü olarak, ülkemizdeki gelişmeleri yakından takip etmektedir.
TEMAD, yargı erkinin tarafsızlığına ve bağımsızlığına inanmakta ve hukukun üstünlüğüne olan kurumsal inancı nedeniyle yargı organlarınca yürütülen faaliyetlere (soruşturma ve kovuşturmalara) karşı görüş bildirmeme tavrını korumak istemektedir.
Ancak, kamuoyunda “Ergenekon Soruşturması” olarak adlandırılan adlî soruşturma kapsamına;
1. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emekli bazı mensuplarının da dahil olunması, bu mensuplarıyla ilgili haberlerde bir kısım medya kuruluşlarının nereden ve nasıl elde ettikleri kuşkulu olan haberlerle bilgi kirliliği yaratması, bu kuruluşların artık yürütülen soruşturmayı etkileme ve yönlendirme çabalarının saklanamaz hale gelmesi,
2. bazı medya kuruluşlarının aşırı bir gayret ve telaşla “medya mahkemeleri kurmak suretiyle” aralarında emekli askerlerinde bulunduğu kişileri yargılayıp, mahkûm etmeye çalışmaları ve hatta ceza tayin etmeleri,
3. Malum medya kuruluşlarınca kişilerin hak ve özgürlüklerine yapılan bu çirkin saldırıların önlenmesi yolunda çaba göstermeleri gerekenlerin soruşturmayla ilgili haber yasağı bulunmasına karşın olaya seyirci kalmaları ve hatta basına yansıyan haberlerin tek bir merkezden yönlendirilip, servis edildiğine ilişkin iddiaların güçlenmesine neden olmaları karşısında,
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) soruşturmanın esasına girmeden, sadece usulle ilgili işlemler nedeniyle duyulan endişe ve kaygıyı Türk Kamuoyu ile paylaşma zorunluluğu duymuştur…
Bu bağlamda;
1. Hukukun evrensel ilkelerinden olan “suçsuzluk karinesi” Ergenekon soruşturması için de geçerli kılınmalı ve suçluluğu kanıtlanmayan hiçbir kimseye daha soruşturma aşamasında “mahkûm” muamelesi yapılmamalıdır. Bir kısım medyanın bu konudaki yanlı ve ısrarlı yayınları soruşturmanın gizliliği ilkesi ve alınan haber yayın yasağı kararı gereğince- önlenmelidir.
2. Meslek hayatlarını iç ve dış mihraklarca organize edilen terör eylemlerine karşı mücadele ile geçirmiş bu uğurda pek çok şehit ve gazi vermiş olanlara da iddianame dahi hazırlanmadan terör örgütü mensubu muamelesi yapılması ve bağlı oldukları kurumun yıpratılmaya çalışılması ilerde telafisi mümkün olmayacak manevi yaralar açacağı kaçınılmazdır.
3. “Ergenekon Soruşturması” sürecinde emekli askerlere uygulanan gözaltı prosedürünün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesine dayandırıldığı anlaşılmaktadır. İlgili Kanunu’nun gözaltı ve yakalamaya ilişkin genel hükümleri uygulanması, gerekirken 251. maddeye sığınılması “adil yargılanma hakkının” ihlali niteliğindedir. Kaldı ki, bu maddeye göre yapılan uygulamanın da hatalı olduğu düşünülmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesinde (5 ve 6. fıkralarında) uygulanan biçimde bir yakalama, gözaltına alma ve hazır bulundurma usulü bulunmamaktadır. Şüpheliler, eğer Yasa’nın 251. maddesinin 5. fıkrasına göre gözaltına alınmış ya da yakalanmış iseler; aynı Yasanın 90 ve 91. maddelerine aykırı davranılmış,
6. fıkraya göre hazır edilmiş iseler; daha büyük bir hata yapılmış ve boş yere günlerce gözaltında tutulmuşlardır.
4. Emekli Askeri personele isnat edilen eylemlerin, malum medya kuruluşlarınca yansıtıldığı biçimiyle bir kısmının bu personelin emekli olmadan önce gerçekleştirdikleri iddiası karşısında, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturmanın görevsizlik kararı verilerek askerî savcılıklara devredilmesi zorunludur. Emeklilik halinde dahi suçun askerî bir mahalde işlenmesi halinde yine aynı Yasa’nın 251(4). Maddesi görevli savcılığın askeri savcılık olduğunu işaret etmektedir. Görevsizlikle ilgili bu açık düzenlemelere karşın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ısrarla tüm soruşturmayı bizzat yürütmeye çalışması dikkat çekici bulunmaktadır. Bu uygulamanın yaratacağı hukuki sorunlar şimdiden tartışılmaya başlanmıştır.
5. İstanbul-Ümraniye’de bulunan el bombalarıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (250. madde ile özel yetkilendirilmiş) adlî soruşturma açılması son derece doğaldır. Ancak, soruşturma açıldıktan sonra takip edilen süreçte yasa dışı bir örgütlenmenin darbe teşebbüsünde bulunduğu iddiaları konuşulmakta ve soruşturmanın bu çerçeveye oturtulmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Eğer bu doğru ise; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı derhal soruşturmaya son vermeli ve iddianame dahi hazırlanmadan soruşturma evrakı “yetkisizlik kararı verilerek” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmelidir. Çünkü darbe teşebbüsü ancak ve ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkenti Ankara’da bulunan Hükümete karşı yapılabilir. Bu durumda soruşturma yapma yetkisi mutlak suretle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na aittir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ısrarla soruşturmayı tamamlama gayretine girmesi, hukuken anlamsız ve gereksizdir. Aksi halde, (yani soruşturma sonucu davanın İstanbul’da açılması halinde) bu konudaki tartışmalar bitmeyecektir. Yetkisizlik kararı verilmesi talepleri daima gündemde kalacaktır. Yargılamayı yapacak mahkemenin ilerde yetkisizlik kararı vermesi halinde, izahı güç bir durum ortaya çıkacak ve yargılananlar açısından telafi edilemeyecek mağduriyetler doğacaktır.
Tereddüt yaratan bu konular çözüme kavuşturulmadıkça, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine çok sayıda başvuru yapılması kaçınılmaz olacaktır.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Türk Yargısı’na ve teşkilatına inanmakta ve güvenmektedir. “Ergenekon” olarak adlandırılan soruşturmada yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürmek isteyenlerin ise başarısızlığa uğrayacakları, Türk Kamuoyunun bu tür davranışları hiçbir zaman affetmeyeceği bilinmelidir.
Kamuoyuna saygı ile arz olunur. 04.04.2011
Mustafa EROL
Genel Başkan
E. Astsubay Kd. Bçvş.
Türkiye Emekli Astsubaylar
Derneği (TEMAD)
ERGENOKON OLAYLARI BAŞLADIĞINDA HEMEN HER YETKİLİ BİR SEBEPLE BENİ DE CEZAEVİNE ALIRLAR DİYE KORKU İÇERİSİNDEYDİ. GENELKURMAY BAŞKANLARI BİLE MAİYETİNE SAHİP ÇIKAMIYORKEN BEN STK GENEL BAŞKANI OLARAK YUKARIDAKİ KAMUOYU DUYURUSUNU YAPARAK TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ SAHİPLENDİM.
DEĞERLİ ARKADAŞLARIM. STK LARININ BİRİNCİ DERECEDE KURULUŞ AMAÇLARI ÜYELERİNİN HAKLARINI KORUMAK, UĞRADIKLARI HAKSIZLIKLARI DİLE GETİRMEKTİR
AYRICA SOSYAL BİR DEVLETTE TOPLUMUN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNİN KORUNMASI, LAİK DEMOKRATİK SOSYAL HUKUK DEVLETİNİN GEREKLERİNİ YERİNE GETİRİLMESİ İÇİN ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVLERİ DE YAPMAKTIR. BU KONUDA GEREKTİĞİ ZAMAN TOPLUMUN SORUNLARINI DA UYGUN PLATFORMLARDA DUYURARAK YÖNETİCİLERİ UYARDIK.
2001 DEN 2011 YILINA KADAR TEMAD BU GÖREVİNİ EN ÜST SEVİYEDE YERİNE GETİRMİŞTİR. İLK DEFA PLANLI VE PROGRAMLI OLARAK YASAL İZİNLER ALINARAK 7 METROPOL VE MEGAPOLLER DE TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ YAPARAK SESİNİ KAMUOYUNA DUYURARAK SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMİŞTİR.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) etkin bir sivil toplum örgütü olarak, ülkemizdeki gelişmeleri yakından takip etmektedir.
TEMAD, yargı erkinin tarafsızlığına ve bağımsızlığına inanmakta ve hukukun üstünlüğüne olan kurumsal inancı nedeniyle yargı organlarınca yürütülen faaliyetlere (soruşturma ve kovuşturmalara) karşı görüş bildirmeme tavrını korumak istemektedir.
Ancak, kamuoyunda “Ergenekon Soruşturması” olarak adlandırılan adlî soruşturma kapsamına;
1. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emekli bazı mensuplarının da dahil olunması, bu mensuplarıyla ilgili haberlerde bir kısım medya kuruluşlarının nereden ve nasıl elde ettikleri kuşkulu olan haberlerle bilgi kirliliği yaratması, bu kuruluşların artık yürütülen soruşturmayı etkileme ve yönlendirme çabalarının saklanamaz hale gelmesi,
2. bazı medya kuruluşlarının aşırı bir gayret ve telaşla “medya mahkemeleri kurmak suretiyle” aralarında emekli askerlerinde bulunduğu kişileri yargılayıp, mahkûm etmeye çalışmaları ve hatta ceza tayin etmeleri,
3. Malum medya kuruluşlarınca kişilerin hak ve özgürlüklerine yapılan bu çirkin saldırıların önlenmesi yolunda çaba göstermeleri gerekenlerin soruşturmayla ilgili haber yasağı bulunmasına karşın olaya seyirci kalmaları ve hatta basına yansıyan haberlerin tek bir merkezden yönlendirilip, servis edildiğine ilişkin iddiaların güçlenmesine neden olmaları karşısında,
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) soruşturmanın esasına girmeden, sadece usulle ilgili işlemler nedeniyle duyulan endişe ve kaygıyı Türk Kamuoyu ile paylaşma zorunluluğu duymuştur…
Bu bağlamda;
1. Hukukun evrensel ilkelerinden olan “suçsuzluk karinesi” Ergenekon soruşturması için de geçerli kılınmalı ve suçluluğu kanıtlanmayan hiçbir kimseye daha soruşturma aşamasında “mahkûm” muamelesi yapılmamalıdır. Bir kısım medyanın bu konudaki yanlı ve ısrarlı yayınları soruşturmanın gizliliği ilkesi ve alınan haber yayın yasağı kararı gereğince- önlenmelidir.
2. Meslek hayatlarını iç ve dış mihraklarca organize edilen terör eylemlerine karşı mücadele ile geçirmiş bu uğurda pek çok şehit ve gazi vermiş olanlara da iddianame dahi hazırlanmadan terör örgütü mensubu muamelesi yapılması ve bağlı oldukları kurumun yıpratılmaya çalışılması ilerde telafisi mümkün olmayacak manevi yaralar açacağı kaçınılmazdır.
3. “Ergenekon Soruşturması” sürecinde emekli askerlere uygulanan gözaltı prosedürünün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesine dayandırıldığı anlaşılmaktadır. İlgili Kanunu’nun gözaltı ve yakalamaya ilişkin genel hükümleri uygulanması, gerekirken 251. maddeye sığınılması “adil yargılanma hakkının” ihlali niteliğindedir. Kaldı ki, bu maddeye göre yapılan uygulamanın da hatalı olduğu düşünülmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesinde (5 ve 6. fıkralarında) uygulanan biçimde bir yakalama, gözaltına alma ve hazır bulundurma usulü bulunmamaktadır. Şüpheliler, eğer Yasa’nın 251. maddesinin 5. fıkrasına göre gözaltına alınmış ya da yakalanmış iseler; aynı Yasanın 90 ve 91. maddelerine aykırı davranılmış,
6. fıkraya göre hazır edilmiş iseler; daha büyük bir hata yapılmış ve boş yere günlerce gözaltında tutulmuşlardır.
4. Emekli Askeri personele isnat edilen eylemlerin, malum medya kuruluşlarınca yansıtıldığı biçimiyle bir kısmının bu personelin emekli olmadan önce gerçekleştirdikleri iddiası karşısında, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturmanın görevsizlik kararı verilerek askerî savcılıklara devredilmesi zorunludur. Emeklilik halinde dahi suçun askerî bir mahalde işlenmesi halinde yine aynı Yasa’nın 251(4). Maddesi görevli savcılığın askeri savcılık olduğunu işaret etmektedir. Görevsizlikle ilgili bu açık düzenlemelere karşın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ısrarla tüm soruşturmayı bizzat yürütmeye çalışması dikkat çekici bulunmaktadır. Bu uygulamanın yaratacağı hukuki sorunlar şimdiden tartışılmaya başlanmıştır.
5. İstanbul-Ümraniye’de bulunan el bombalarıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (250. madde ile özel yetkilendirilmiş) adlî soruşturma açılması son derece doğaldır. Ancak, soruşturma açıldıktan sonra takip edilen süreçte yasa dışı bir örgütlenmenin darbe teşebbüsünde bulunduğu iddiaları konuşulmakta ve soruşturmanın bu çerçeveye oturtulmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Eğer bu doğru ise; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı derhal soruşturmaya son vermeli ve iddianame dahi hazırlanmadan soruşturma evrakı “yetkisizlik kararı verilerek” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmelidir. Çünkü darbe teşebbüsü ancak ve ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkenti Ankara’da bulunan Hükümete karşı yapılabilir. Bu durumda soruşturma yapma yetkisi mutlak suretle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na aittir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ısrarla soruşturmayı tamamlama gayretine girmesi, hukuken anlamsız ve gereksizdir. Aksi halde, (yani soruşturma sonucu davanın İstanbul’da açılması halinde) bu konudaki tartışmalar bitmeyecektir. Yetkisizlik kararı verilmesi talepleri daima gündemde kalacaktır. Yargılamayı yapacak mahkemenin ilerde yetkisizlik kararı vermesi halinde, izahı güç bir durum ortaya çıkacak ve yargılananlar açısından telafi edilemeyecek mağduriyetler doğacaktır.
Tereddüt yaratan bu konular çözüme kavuşturulmadıkça, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine çok sayıda başvuru yapılması kaçınılmaz olacaktır.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Türk Yargısı’na ve teşkilatına inanmakta ve güvenmektedir. “Ergenekon” olarak adlandırılan soruşturmada yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürmek isteyenlerin ise başarısızlığa uğrayacakları, Türk Kamuoyunun bu tür davranışları hiçbir zaman affetmeyeceği bilinmelidir.
Kamuoyuna saygı ile arz olunur. 04.04.2011
Mustafa EROL
Genel Başkan
E. Astsubay Kd. Bçvş.
Türkiye Emekli Astsubaylar
Derneği (TEMAD)
ERGENOKON OLAYLARI BAŞLADIĞINDA HEMEN HER YETKİLİ BİR SEBEPLE BENİ DE CEZAEVİNE ALIRLAR DİYE KORKU İÇERİSİNDEYDİ. GENELKURMAY BAŞKANLARI BİLE MAİYETİNE SAHİP ÇIKAMIYORKEN BEN STK GENEL BAŞKANI OLARAK YUKARIDAKİ KAMUOYU DUYURUSUNU YAPARAK TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ SAHİPLENDİM.
DEĞERLİ ARKADAŞLARIM. STK LARININ BİRİNCİ DERECEDE KURULUŞ AMAÇLARI ÜYELERİNİN HAKLARINI KORUMAK, UĞRADIKLARI HAKSIZLIKLARI DİLE GETİRMEKTİR
AYRICA SOSYAL BİR DEVLETTE TOPLUMUN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNİN KORUNMASI, LAİK DEMOKRATİK SOSYAL HUKUK DEVLETİNİN GEREKLERİNİ YERİNE GETİRİLMESİ İÇİN ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVLERİ DE YAPMAKTIR. BU KONUDA GEREKTİĞİ ZAMAN TOPLUMUN SORUNLARINI DA UYGUN PLATFORMLARDA DUYURARAK YÖNETİCİLERİ UYARDIK.
2001 DEN 2011 YILINA KADAR TEMAD BU GÖREVİNİ EN ÜST SEVİYEDE YERİNE GETİRMİŞTİR. İLK DEFA PLANLI VE PROGRAMLI OLARAK YASAL İZİNLER ALINARAK 7 METROPOL VE MEGAPOLLER DE TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ YAPARAK SESİNİ KAMUOYUNA DUYURARAK SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMİŞTİR.
merol
Pazartesi, 03 Haziran 2019 16:40
İSMİNİ KALBİME YAZDIĞIM VE HİÇ UNUTMADIM DOSTLARIM BAŞTA OLMAK ÜZERE İSLAM ALEMİNİN RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, HUZUR, MUTLULUK, YAŞANABİLİR BİR DÜNYA İÇİN HER ŞEYİN ÇOK GÜZEL OLMASINI DİLİYORUM.
merol
Salı, 14 Mayıs 2019 20:37
GÖZ ÇUKURU
Halinden fakir olduğu anlaşılan bir adam, deniz kenarında oltayla balık tutuyordu.
Tesadüfen oradan geçmekte olan ülkenin padişahı bu gariban adamla ilgilendi ve ona, “Oltana ben burada iken ilk takılan şey ne olursa sana onun ağırlığı kadar altın vereceğim” dedi.
Biraz sonra oltaya takıla takıla ortası delik bir kemik takıldı.
Hükümdar balıkçıya, “Ne yapalım, şansı bu kadar, oltana ağır bir şey takılmadı.” Diyerek alıp sarayına götürdü.
Saraya varınca adamlarına, balıkçıya elinde ki kemiğin ağırlığınca altın vermelerini emretti.
Kemiği terazinin kefesine koydular, öbür kesesine de altın koymaya başladılar. Beş, on, yirmi, elli diyerek altınları koydular ama kemik yerinden oynamıyordu. Görünüşte dört beş altını zor tartar göründüğü halde, tahminlerin on misli üzerinde altın koydular, kemik bana mısın demedi altını doldurmaya devam ettiler, terazinin kefesi doldu taştı, ama kemik tarafı yerinden kımıldamıyordu.
Bunda bir sır olduğunu anladılar.
Bir bilgeyi çağırıp bu sırrın ne olduğunu sordular. Bilge kemiği şöyle eline alıp bir baktıktan sonra şu açıklamada bulundu.
“bu kemik açgözlü bir insanın göz çukurudur. Siz bunu tartmak için bütün hazineyi koysanız yine yerinden oynamaz. Çünkü doymaz. Ama bir avuç toprak bunu doyurur” Nitekim bir avuç toprak alıp terazinin kefesine koydu ve kemik yukarı kalkıverdi.
Halinden fakir olduğu anlaşılan bir adam, deniz kenarında oltayla balık tutuyordu.
Tesadüfen oradan geçmekte olan ülkenin padişahı bu gariban adamla ilgilendi ve ona, “Oltana ben burada iken ilk takılan şey ne olursa sana onun ağırlığı kadar altın vereceğim” dedi.
Biraz sonra oltaya takıla takıla ortası delik bir kemik takıldı.
Hükümdar balıkçıya, “Ne yapalım, şansı bu kadar, oltana ağır bir şey takılmadı.” Diyerek alıp sarayına götürdü.
Saraya varınca adamlarına, balıkçıya elinde ki kemiğin ağırlığınca altın vermelerini emretti.
Kemiği terazinin kefesine koydular, öbür kesesine de altın koymaya başladılar. Beş, on, yirmi, elli diyerek altınları koydular ama kemik yerinden oynamıyordu. Görünüşte dört beş altını zor tartar göründüğü halde, tahminlerin on misli üzerinde altın koydular, kemik bana mısın demedi altını doldurmaya devam ettiler, terazinin kefesi doldu taştı, ama kemik tarafı yerinden kımıldamıyordu.
Bunda bir sır olduğunu anladılar.
Bir bilgeyi çağırıp bu sırrın ne olduğunu sordular. Bilge kemiği şöyle eline alıp bir baktıktan sonra şu açıklamada bulundu.
“bu kemik açgözlü bir insanın göz çukurudur. Siz bunu tartmak için bütün hazineyi koysanız yine yerinden oynamaz. Çünkü doymaz. Ama bir avuç toprak bunu doyurur” Nitekim bir avuç toprak alıp terazinin kefesine koydu ve kemik yukarı kalkıverdi.
1223 Ziyaretçi defterindeki mesajlar